Annelik Yaşanır, Babalık Öğrenilir…

Anne olmaya karar verildiğinde “annelik” hissi yaşanmaya başlanır. Daha düzenli beslenmeler,sağlığa daha dikkat etme, stres ve üzüntüden olabildiğince uzak durma, bebeğin yaşayacağı alanı daha “yaşanabilir” bir hale getirme çabası çok önceden başlar. Baba sadece bu süreçte eşinin heyecanına destek olabilir ve “ihtiyaç” dahilinde becerebildiği kadar var olmaya çalışır…

Tüm hazırlıklar tamamlandığında anne adayı heyecanla o müjdeli haberi etrafa vermek için sabırsızlanır.Veee beklenen haber de geldiğine göre “anne”lik sıfatının fiilen uygulamaları da başlar.Bebek artık anneyle birlikte nefes alıp verir,içeride anne ve babanın mucizesi  vardır artık ve bebeğin tüm güvenliğini anne sağlamaya başlar.

Hem heyecanlıdır anne hem de kaygılı. Hamileliğin belirtileri başlamıştır ; bulantılar,baş dönmeleri, bir yandan iştahsızlık …Bir yandan bebek için beslenme zorunluluğu…Ciddi bir sorumluluk duygusu! Günlük yaşantı devam edemez bazen…Sadece yatıp dinlenmelisin, ama devam eden bir hayat da diğer yandadır…

Bu gerçeği anne hisseder, baba sadece bilir… “Aslında biraz da abartmıyor musun hayatım” a dönebilir konuşmaların sonu bir süre sonra…Önemli bir maç varsa baba adayı ona odaklanabilir anne kusarken mesela. ..

Hele bir de riskli bir gebelikse…Düşük ya da dış gebelik ihtimali varsa…O riskli dönem geçmek bilmez.Ve bunu yaşayan yine annedir baba sadece bilir.

Bunun çeşitli sebepleri vardır.

-Anne bebeği bedeninin bir parçası olarak algılar ve doğal olarak gebelik doğum öncesi süreçte sonlandığında anne kadar hissedemez baba. Başkasının uzuv kaybı sizi üzer elbetti ki, ancak uzvunu kaybeden kişi kadar üzülemezsiniz.

-Gebeliğin başlangıcı ile birlikte annede salgılanan hormonların etkisi.Bu hormonal değişim babada olmadığı için annede olan duygusal değişimi de hissetmesi ve kayıp sonrasındaki süreçte o kadar etkilenmesi elbette ki beklenilmez.

-“Erkekler ağlamaz” algısı ve “erkek adam güçlüdür” inançları sebebiyle, babalar ne kadar üzülse de anne kadar yoğun yaşayamayabilirler.

-Bebeğin sorumluluğunu en başından beri anne daha çok üstlendiği için düşük ya da dış gebelik gibi durumlarda kendilerini daha suçlu hissedebilirken babalar o sorumluluğu almadığı için daha mantıklı yaklaşabilirler.

Peki erkekler bu durumda eşlerine nasıl yardımcı olabilirler?

Marian Keyes’in de dediği gibi “her şey çok güzel olacak masalı yerine, kötü şeyler de olacak ama yanında olacağım samimiyetini seviyorum” cümlesine eşinizi inandırmaya çalışmak eşinize de iyi gelecektir.

Ne olursa olsun yaşanan bir “kayıp” vardır orada ve tutulması gereken bir “”yas” vardır. Bu kayıp sadece eşinizin kaybı değil sizin de kaybınızdır ve beraber tutmanız gerekir.

Bebek bir obje değildir, onun üzerine kurulan hayaller, verilen isimler vardır.Bu sebeple “olsun tekrar deneriz” gibi bebeği ve o anki duyguları yok sayan ifadelerden uzak durmanız anneye de daha iyi gelecektir.

Bu süreçte eşinize destek olmuş olmak adına sanki çok az etkilenmiş rolü yapmanız eşinizi daha da incitebilir, lütfen duygularınızı yaşamanız için kendinize izin verin.

Ve bebeğin sorumluluğunu doğa kuralları gereği her ne kadar anne üstlenmek durumundaysa, annenin sorumluluğunun, elinden tutarak yalnız olmadığı mesajını kendisine iletebilirsiniz.

İnstagram Depresyonum mudur?